Erasmus+ Gençlik Programında Seyahat Masrafları Kuralına İlişkin Değerlendirme

Merhabalar,

2007-2013 yılları arasında uygulanan AB Gençlik Programı’nı hatırlayan arkadaşlar bilirler, o dönemdeki gençlik projelerinde ulaşım masraflarını proje başvurusu esnasında tahminen belirtirdik. Bu önceden belirlenen ulaşım masrafı bir üst limit olarak kabul edilir ve bu masrafın altındaki bedeller “gerçekleşen masrafın %70’i hibelendirilir” kuralı uygulanırdı. Eğer gerçekleşen masraf projede belirlenenden fazla olursa %70 kuralı üst limit olan başvuruda öngörülen tutar ile sınırlı kalırdı.

Eski programda etki-maaliyet analizi yapılmasını sağlayan bu serbesti yeni Erasmus+ Gençlik Programında ortadan kalkmış görünüyor. Proje değerlendirmelerinde etki-maaliyet analizinin nasıl yapılacağını başka bir yazıda ele alacağımızı söyleyerek yeni programdaki kuralın bizi nasıl kısıtladığından söz edelim. Kamu kuruluşları personellerini görevlendirirken “raiç bedel” kullanır ve gidilen mesafeye göre personeline ücret öderdi. Bu ücret genelde gerçekleşen masrafın %50-%80 bölümüne ancak yeterdi. AB Komisyonu bu yeni Erasmus+ Gençlik Programında “raiç bedel” sistemini kabul etmiş görünüyor. Lakin her KM için belirli bir bedel ödenen bu raiç bedel programda gruplara ayrılarak ücretlendirilmiş. Örneğin 10-99 KM arası ayrı bir bedel 100-499 KM arası ayrı bir bedel diye gruplar halinde ayrılmış bu ücretlere baktığımızda eski tecrübelerimize göre ücretin çok yetersiz olduğunu görüyoruz. Eski kuraldaki kötüye kullanımlar burada özellikle ekonomik dezavantajlı gençlerin aleyhine işleyen bir yeni kural ile tedavi edilmeye çalışılmış.

Koordinatörleri kara kara düşündürecek bu yeni kurala göre yaz dönemlerinde neredeyse hiç bir proje yapılamaz hale gelecektir. Bununla kalmayarak şunu söylemek gerekir ki son dakikada eksik katılımcı yerine katılımcı bulmak şansı olmadığından grup yeter sayısını(4 katılımcı + 1 grup lideri /gençlik değişimleri için örnek verilmiştir.) tamamlayamayan grubun diğer üyelerinin biletleri yanma pahasına o grubun gelmemesi koordinatör için daha hayırlı olabilir. zira grup oluşmadan ulaşım, konaklama, yeme-içme masrafları kesinlikle hibe almaya hak kazanamıyor.

Bu tehlikenin yanı sıra belirtmek gerekir ki, proje kabul edilip bütçe yatar yatmaz faaliyet yapmak neredeyse imkansız oldu. O kadar yakın tarihte bütçeye uygun uçak bileti bulmak gibi bir şansınız yok. Bu da katılımcıların uzun süre önce belirlenmesi, o katılımcıların başlarına bir talihsizlik gelmemesi, içlerinden birinin veya bir kaçının vazgeçmemesi gerekiyor, çok zor!

Bu noktada uzun süreli iş birlikleri sayesinde, kurumların karşılıklı güveninin ve kurumların gönüllülere/gençlere güveninin gelişmesi, uzun süre önceden ön görülen faaliyetler ve katılımcılar ancak mümkün olabilir. Bu nedenle de STK yönetimi, gönüllü yönetimi gibi konular gençlik çalışanları için vazgeçilmez hale gelmek üzere. Bu kapasite gelişimi sayesinde bahse konu zorluk aşılabilir ve kurumlar güçlenebilir.

Bu konuda erken hareket eden ve çabuk tedbir alan daha az zarar ile uyum sürecini atlatabilecektir. Üzerine iyi düşünülmesi gereken konu, gönüllülerimi ne kadar tanıyorum onlara ne kadar güveniyorum ve nasıl uzun süreli ortaklıklar kurabilirim bu ortaklıkları nasıl sürdürülebilir kılabilirim?

 

 

Posted in Publications and tagged , , , , , , , .

Bir yanıt yazın